Kurumsal
 
KURUMSAL / YÖNETİM KURULU BAŞKANI MESAJI YÖNETİM KURULU BAŞKANI MESAJI

Değerli çalışanlarımız, iş ortaklarımız, çiftçilerimiz, müşterilerimiz;

Reis Ailesi olarak, 37 yıldır Türkiye’nin kuru gıda sektörünün lider markasıolarak hizmet vermenin haklı gururunu yaşıyoruz; sektörümüze öncülük ederek, siz paydaşlarımızla birlikte ülkemiz ekonomisine değer katmayı sürdürüyoruz.

Dünyadaki gıda sektörünü değerlendirdiğimizde, bir yandan dünya nüfusu artarken, diğer yandan küresel ısınma, sulak alanların kuruması ve buna bağlı olarak tarımsal üretimin azalması, dünya nüfusunun beslenmesi açısından ciddi bir tehlike arz ediyor.

Birleşmiş Milletler (BM)’nin2015 yılı raporuna göre, dünyadaki aç insan sayısı 800 milyonu geçmiştir. 2015 yılında 7 milyar 391 milyon olan dünya nüfusunun, 2050 yılında 9 milyar 100 milyon olacağı tahmin ediliyor. Uluslararası kuruluşlar, açlık tehlikesinin ne denli büyük bir tehdit olduğunu ve olmaya devam edeceğini her platformda vurgulayarak, önlem alınmasına ve çözüm üretilmesine dikkat çekiyor. Nitekim önlem alınmadığı takdirde gelecek yıllarda, çeşitli gıda ürünlerinin eksikliğinden ve hızla artan gıda fiyatlarından, bugünden daha fazla ve çaresizlik içinde bahsedeceğiz.

‘Küresel gıda krizi’ yaşanabileceği endişelerinin olduğu bir ortamda, her ülkenin kendi iç tüketimini karşılayacak ve gıda üretimini kalıcı bir şekilde arttıracak şekilde önlemlerini alması zaruridir. Bu çerçevede, hiçbir ülke beslenmek gibi yaşamsal bir konuyu ‘-nasıl olsa ithal ederim’ diyerek, başka bir ülkeye ihale edemez. Her ülkenin, kendi topraklarında iç tüketimini karşılayacak kadar tarım üretimini yapması zorunludur.

Küresel toprak kaynaklarının, yüzde 33’ü verimsiz durumdadır. 2000’li yıllarda dünya nüfusunun yüzde 60’ı kırsal kesimde yaşamıştır ve bu oran 2050’li yıllarda yüzde 30’a düşecektir. Problem sadece ekilebilir alanların daralması değildir, üretimde çalışacak çiftçilerin azalması da,gelecek yıllarda ciddi bir sorun olarak karşımıza çıkacaktır.

Ülkemizdeki durum ise, 1927 yılında nüfusun yüzde 76’sı kırsal kesimde yaşarken, 2015 yılına gelindiğindekırsal kesimde yaşam yüzde 25’e gerilemiştir. Tarım sektöründeşuan,yaşlı bir nüfus çalışıyor ve gençler büyük şehirlere göç ediyor. TÜİK verilerine göre işsizlik, en fazla genç nüfusta yaşanıyor. Eğer, genç nüfusu tarıma yönlendirerek doğdukları yerde doymalarını sağlarsak, işsizliğin de önüne geçebiliriz. Tarım sektörü, sadece toplumun gıda ihtiyacını karşılamak değildir. Tarım, sanayi başta olmak üzere pek çok sektöre hammadde üretirken, istihdama katkı sağlamaktadır.

Tarım alanlarımız her ne kadar erozyonla azalsa ve tarım amacı dışında kullanılsa da, ülkemiz coğrafi konumu, genç nüfusu, iklimsel özelliği ve mevcut topraklarıyla, pek çok ülkeye kıyasla avantajlı durumdadır. Türkiye bu potansiyelini doğru kullandığı takdirde, iç tüketimini karşılayacaktır ve daha fazlasını üretip ihracatını arttırarak dış ticaret açığına çare olunacaktır. Türkiye ekonomisinin büyümesi, çocuklarımızın geleceğinin güvence altına alınması ve sağlıklı beslenilmesi için tarım sektörü önceliklidir.

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün raporuna göre, Türkiye mercimek ve nohut üretimi yapılacak, dünyadaki 4 ülkeden birisidir. Aynı zamanda, bakliyatın anavatanı olan Türkiye için bu ürünler stratejik ürünlerdir. Türkiye bakliyat üretimine uygun toprak yapısına, yerli tohumlara ve ekim bilgisine sahip bir ülkedir.

Üretimde sürekliliğin sağlanabilmesi için üretici gelirlerinin artması gerekmektedir. Ürün arzının fazla olduğu yıllarda, fiyat düşüşlerini önleyici politikalar oluşturulmalı ve özellikle hasat döneminden önce bakliyat ithalatına izin verilmemelidir. 2014 yılında kilogram başına 10 kuruş olan pirim desteğinin, 2015 yılında 20 kuruşa çıkarılması; üretimde yüzde 4.17’lik bir artışla 1 milyon 35 bin 832 tondan 1 milyon 79 bin 48 tona yükseldi. Son iki yılda mercimek ve nohut ihracatında önemli artış oldu. Bakliyat üretimi için verilen 0.20tl/kg pirim desteğinin 0.40 tl/kg’a çıkarılması, mazot ve gübre desteğinin arttırılması, verimi yüksek sertifikalı tohumla, genç nüfusun da tarımda çalışmaya teşvik edici daha farklı desteklerle ve üretim planlaması gibi çalışmaları da yaparak, 2023 yılına kadar tüm bakliyat çeşitlerinde kendimize yeterliliği sağladıktan sonra 1 milyar dolarlık bakliyat ihracatına da ulaşabiliriz.

Türkiye’nin önerisiyle, Birleşmiş Milletler (BM)2016 yılını Uluslararası Bakliyat Yılı ilan etti.Yıl boyunca, fasulye, nohut, mercimek, bakla ve börülce gibi ürünleri içeren baklagillerin, sağlıklı beslenmede ne kadar önemli olduğu vurgulanmaktadır. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de üretim ve tüketim rakamları artacaktır. Bakliyat yılında, yerli tohumla üretilen ürünlerimizle, dünyada yer almayı sürdüreceğiz. Uzmanlar tarafından dengeli ve sağlıklı beslenmede yüksek protein oranına, tokluk süresini uzatan en iyi lif kaynaklarına sahip kolesterol içermeyen bakliyat ürünleri; içerdiği vitaminler sayesinde bağışıklık sistemini desteklemeye, vücuttaki şekeri ve tansiyonu dengelemeye yardımcı olur.İnsan sağlığını koruma özelliğiyle kemik ve kasları güçlendiren, kansızlığı gideren doyurucu bir yiyecek olan baklagiller, artımlı olması nedeniyle ekonomiktir.Bakliyat açlığa çaredir, doyurucudur, bitkisel protein sağlar ve artımlıdır.

Bir diğer konu da, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tahminlerine göre, 1 milyar 900 milyon insan aşırı kiloludur ve bunların üçte biri obezdir. Yemek kültürünün değişimi, fast-food adı verilen atıştırmalık yemek tarzı ve çalışma koşullarının getirdiği hareketsizlik,obeziteye davetiye çıkarmaktadır. Obezite, diyabet başta olmak üzere pek çok hastalığın ana nedenidir. Reis olarak, 2009 yılından itibaren obezite ile mücadele etmeye devam ediyoruz.

Sözlerimi tamamlarken Türk tarımının geleceği adına; verimli topraklarımızı tarım dışı alanlarda kullanmamalıyız, genç nüfusu tarımda çalışmaya teşvik etmeliyiz, yerli tohumlarla üretim yaparken bilinçli ilaçlamaya dikkat etmeliyiz. Kızılderili Atasözünde söylendiği gibi ‘Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde, ben buna son arı öldüğünde bölümünü de ekliyorum, beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak’ sözünü de daima hatırlamalıyız.

Reis Ailesi'nin 37 yıldır gerçekleşen başarı yolculuğunda emek ve katkılarıyla değer katan tüm çalışanlarımıza, iş ortaklarımıza, çiftçilerimize ve müşterilerimize en kalbi duygularımızla teşekkür ederiz, gelecekte nice başarı dolu işlere birlikte imza atmayı dileriz.


Saygılarımızla,

Mehmet REİS
Yönetim Kurulu Başkanı

E-bültenimizi düzenli olarak almak için mail adresinizi yazmanız yeterli.